Bir kalemiz, bir de düğünlerimiz kaldı

2375 Kez Okundu





Bir kalemiz, bir de düğünlerimiz kaldı
Dün akşam bir film izledim. Yetti Gari İbraam. Senaristi ve yönetmeni Harun Özakıncı. Bu komedi filminden ağlayarak çıkan benden başka biri daha var mı, bilmiyorum. Film yıllardır Bodrum’a ve Bodrumlulara karşı içimde biriken duyguları coşturdu, sel olup aktı.

1962 yılında gözlerimi Bodrum’da açtım. O zamanlar çıkmaz sokak olan Hacımolla Sokağı’nda büyüdüm. O sokak benim büyük bir ailem oldu hep. O sokakta bazen mandalin ağaçlarının gölgesinde oynadım, bazen kamyon iç lastikleri ile denizinde yüzdüm. En önemlisi bazen Ayşem Teyzenin elini beline koyup bir parmak sallayışıyla hizaya geldim, bazen Fatma Teyzenin koynuna alıp uyutuşuyla uysallaştım. Çıplak denize girmek isteyip annemle inatlaştığımda, Zeynep Teyzenin hoşgörüsü ile karşılandım. Mahinur Teyzenin temizlik ve görgü kuralları ile yoğruldum. Dediğim gibi ben bu sokakta, büyük bir ailenin içinde büyüdüm, eğitildim, piştim.

Yalnız bu da değil, bazı akşamüstleri büyük küçük beraber oynanan ‘gugu’ oyunuyla coştum. Bazı geceler bahçe arıkları üstüne yerleştirdiğimiz sandalyelerden korsan olarak yandaki yazlık sinemada ‘Turist Ömer’i” izledik, hep beraber güldük. Sokağın esprili, samimi, güvenli havasında penceremiz, kapımız açık uykuya daldım.

Sonra ne mi oldu? Bodrum değişime uğradı. Bodrumlular önce kucak açtı değişime ve yeni gelenlere.

Ne olduysa, gelenler Bodrum kültürüne karışma yerine değiştirmeğe, akılları sıra Bodrumluları eğitmeğe kalkışınca oldu. Oysa Bodrum süngeri, balıkçılığı, mandaliniyle, kendisine yardım eden ılımlı iklimi ile en önemlisi olumlu insanlarıyla çok mutluydu.
Hep yapılan bir eleştiri Bodrumlunun tembel oluşudur. Ben buna rahat ve stressiz olması diyorum. Sıcak bir iklimde çok çalışamazsınız,  çok da gerek yoktur. Çünkü bir hırka bir sandaletle kışı geçirirsiniz. Evler taş olduğundan kışın soğuk olmaz, ocakla ısınırsınız. Yakacağınızı da lodos getirir. Yazın da sıcak olmaz evlerimiz. Sokaklardaysa bırakın çalışmayı, yürüyemezsiniz; gün ağustos böceklerinindir.  Durum böyleyken ve Bodrumlu süngercilikte pek çok canlar vererek olağanüstü bir mücadele gerçekleştirmişken ona tembel diyerek haksızlık etmiş olmaz mıyız?

Bodrum’da önce isimler değişti. Her biri ruhumu ve kulağımı okşayan, bölgenin tarihi geçmişiyle bağı olan isimler. Mindos Gümüşlük oldu, Müsgebi Ortakent, Farilya Gündoğan. Sonra fuller, küpeler, begonyalar, hanımeliler, fesleğenler söküldü, beyaz badanalı teneke saksılardan…

Plastik saksılara iklime uygun olmayan latince isimli bitkiler dikildi. Avlular gitti, teraslar geldi.

Gelenler Bodrumlulara “yerliler” dedi. Ee biz de onlara “yabancı”…

Bodrumlunun sevecenliği, hoşgörüsü hiç değişmedi aslında. Rant yüzünden gelişen olaylarla gelenlere, belki biraz da çocuklarına yalnızca küstü.
Denilir ki Bodrumlu çalışmadı, geri çekildi. Kültürüne sahip çıkmadı. Oysa genlerinde kavga ve hırs olmadığından kabuğuna çekildi.
Bugünlere gelinmesinde elbette Bodrumluların da yanılgıları olmuştur. Çünkü plansız gelen değişimde yerel yönetimler bilgilendirici ve yönlendirici olamadı.
İyi güzel de bugün sürekli Bodrum’u ve Bodrumluları eleştirenler ne yaptı, ne yapmakta. Gelenlerin hiç mi suçu günahı yok!

Bu yozlaşmanın sorumlusu salt Bodrumlular mı?

Cevat şžakir ile başlayan,  Sabahattin Eyüboğlu ile devam eden ‘Mavi Yolculuk’ lar yalnızca gezmek tozmak için değil, Ege ve Akdeniz uygarlıklarını tanımak bu arada kıyıları görmek amacıyla başladı. Denize ve denizciliğe uyuldu bu gezilerde. Deniz üstünde balık tutulur balık yenir, peynir zeytin katık edilir bazen rakıya. Balık çıkmazsa eğer; üstü soğan kavurmalı pava (fava) ya da gemici usulü pişmiş kuru fasulye vardır sofrada.  Bugün ise bu geziler darbuka turizmine dönüştü. Üç aşçı ile yapılır oldu geziler, sanki yüzer dünya mutfağı tekneler.
Cevat şžakir’in Bodrum’a yararı mı olmuştur, zararımı sorusunu sorabilenlerin, Bodrum için ne yaptıklarını bilmek istiyorum.

Ve soruyorum: mavi yolculukları kim yozlaştırdı, Bodrumlular mı?

Bu yıl Müsgebi (Ortaken ) deve güreşlerinde Kürtçe ezgiler çalındı. Bir Ege kültürü olan güreşler davul-zurna ve zeybek havası ile bir bütünken.

Soruyorum bu Bodrumlunun tercihi mi?

Hiçbir Bodrumlunun Van’a gidip ‘çökertme’yi istek yapacağını sanmıyorum. Eğer Van’a gitmişsem Van’ı ve insanını tanımak için giderim. Yemeğini yer, müziğini de keyifle dinlerim.

Benim bir çözüm önerim var; kızmaca darılmaca yok.
Bugün Bodrum’u, Bodrumluyu, havasını, suyunu, denizini, yemeğini, müziğini, konuşmasını sevmeyen, beğenmeyen bence Bodrum’da kalmasın. Bodrum kültüründe değiştirmek istedikleri özellikleri taşıyan yerlerde yaşasınlar. Yok, eğer burada yaşamayı seçiyorsak bindiğimiz dalı kesmeyelim. Bu çelişkiye son verelim. Bodrum’u,  Bodrum yapan özellikleri nedeni ile seçip, sonra onları değiştirmeye kalkmayalım.

Değişmeyen tek şey değişimse, Bodrum’da değişecek, gelişecek elbette. Bodrum şöyle kötü, böyle kötü, eskiden ne güzeldi, demenin yararı yok. Bunların hepsini biliyoruz, hepsi de doğru. Ama bence Bodrum bu güne kadar bir yolunu bulup tıpkı Ajda Pekkan gibi güzel kalmayı başardı.
Bundan sonra hep birlikte Bodrum’a biraz yardım etmeliyiz, ne dersiniz?
 Bodrum’un havasından mı, denizinden mi bilinmez, Bodrum’a geldiğinizde sanki sinirleriniz alınmış gibi bir pelte hali yaşarsınız. Bu mıknatıs etkisini kimi kentin ruhuna, kimi güzelliğine bağlar. Bunun sırrının Bodrum insanın sakinliğinde, kavga bilmeyen yapısında olduğunu kimse düşünmez. Bu mıknatıs etkisi bu sinerji bizi bu güne kadar getirdi, vücuttaki ben kadar kalan Bodrum’lu büyüklerimizi biraz örnek alsak bizi daha ne kadar götürür bilemiyorum.

Kaybolan değerlerimiz için içimiz yansa da,  zaman ah vah etmek, eski bodrum ne güzeldi demek zamanı değildir. Bodrum da yaşayan herkesin, yerel yönetimlerde dâhil şapkasını önüne koyup düşünme zamanıdır.

Çünkü: özgün bir kalemiz
bir de düğünlerimiz kaldı.

rbgbodrum@gmail.com


Konu Yazarı :

Yorumlarınızı Yazın

Your email address will not be published.

Sonraki Yazılar

Marina Yacht Club’te ‘Güneşi Cazla Batırıyoruz’ Festivali

Önceki Yazılar

The Yacht Report’ta EgeYat Dünya Yedincisi Seçildi

En Son Yazılarımızdan Seçmeler

Bodrum’un Sarnıçları

Bodrum’un Sarnıçları Bu yazı Bodrumlife Dergisinin Sonbahar 2022 Sayısında yayınlanmıştır. Yazı: Mimar Sedef Nazan DEVELİ