Flamingoların vizeye ihtiyacı yok. Tuzla Milas’ın flamingoları

2342 Kez Okundu





Bu yazının başlığını koyarken aklımda hep Fransa’da bir yerel gazetede çıkan haber vardı. Küçük puntolarla yazılı bu haberin başlığı: “Türk vatandaşlarından önce Türk flamingoları Fransa’da” idi. Avrupa Birliği ve Türkiye tartışmalarının en sıcak noktasında, flamingolarla ilgili bir habere atılabilecek en politik başlık diye düşünüp gülümsemiştim.

 

Peki şimdi bu Türk flamingoları da nerden çıktı diye düşünebilir çoğunuz, “Türkiye’de flamingoların ne işi var, onlar Miami sahillerinde dolaşmıyor mu?” sorusu, benim sıkça rastlayageldiğim tepkilerden yalnızca biri. Ama Bodrum sakinleri eminim ki bu bilgi karşısında çok da şaşırmazlar, ne de olsa Tuzla Milas onlara bizlerden daha yakın.

 

İki sene önce ilk kez sayım için Brian’la buluştuğumda gördüm Tuzla Milas’ı. Büyüklüğüne ters orantılı bir verimliliğe sahip bir alan diye düşündüm kendi kendime. Kıyı kuşları, ötücüler, ördekler ve elbette benim için en önemlisi flamingolar… O zamandan bu yana, oranın sadık konukları kuşları gözlemlemek ve flamingoları saymak için alana her gidişimde, kış ortasında bile güneşli günlere denk geldim. Bu yüzden de gidip görenler bilirler ki, çok da zor değildir kuşların neden Tuzla Milas’ı seçtiklerini anlamak.

 

Tuzla Milas’ın özelliklerini, barındırdığı biyolojik çeşitliliği, göçmen ve yerli türlerini, kokusunu, renklerini bir bütün olarak anlatmak, sanırım bana değil, alanı düzenli olarak gözlemleyen, karşı karşıya olduğu tehditlerle mücadele etmek için ellerinden geleni yapan Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği ‘ne ve Doğa Derneği’ne düşüyor. Bense bu çeşitliliğin bir parçası olan flamingoları, ve bu alanın nesli tehlike altındaki bu tür için önemini anlatmakla yetineceğim.

 

Flamingolar ülkemizde düzenli olarak kışlayan yani kışı geçiren, aynı zamanda da Tuz Gölü ve Gediz Deltası’nda üreyen bir tür. Kışın sayılar 30 000 bireyi bulan flamingoların her yıl 7 – 10 000 çifti ülkemizde ürüyor ve sonuçta Türk flamingoları dünyaya geliyor. Sayıları yüksek olsa da birçok diğer canlı türü gibi nesli tehlike altında. Bunun en temel nedeni de “yaşam alanları”nın, birer birer biz insanlar tarafından “yaşanamama alanları”na dönüştürülmesi. Tuzla Milas ise henüz yaşama alanından diğer tarafa, yani yaşanamama tarafına geçmemiş, flamingoların sert kış koşullarında hala sığınabildikleri eşsiz alanlardan birisi. Yazının başında da belirttiğim gibi, Tuzla aslında diğer birçok alana kıyasla küçük olsa da, içerdiği zenginlik çok büyük. Flamingolar da alanda yıllar geçtikte sayıları artan kuş türlerinden bir tanesi.

 

Doğa Derneği, Erciyes Üniversitesi ve Fransa’dan Tour du Valat Biyoloji İstasyonu bu narin türün Türkiye’de korunması çalışmasında bir araya geldi. Flamingo projesiyle, flamingo sayımlarını düzenli olarak yaparak ve bulunduğu alanlardaki olumlu olumsuz gelişmeleri takip ederek, türün korunması yönünde adımlar atabilmek için veri üretmeyi hedefliyoruz.

 

Üç yıldır kış ortasında yaptığımız çalışmalarda 2003 yılında 1 855, 2004 yılında 1 382 ve 2005 yılında da 1 018 flamingoyu Tuzla Milas’ta saydık. Alanın bizler için bir başka önemiyse yerli flamingoların dışında turistleri de konuk etmesi (bu tanımla bu kez Bodrumluları da şaşırtabilmiş olmayı umuyorum). Evet flamingoların da yerlileri ve turistleri var, bunu bacaklarında takılı olan halkalar yoluyla anlıyoruz. Yaklaşık 30 yıldır Fransa’da, 20 yıldır İspanya’da ve 10 yıldır İtalya’da yapılan halkalama çalışmalarıyla, bu ülkelerde doğan flamingo yavrularının belirli bir kısmına, bireylere özgü kodlar taşıyan halkalar takılıyor. Son 2 yıldır Türkiye’de de bu çalışmaya başladık ve bugüne kadar 447 flamingo yavrusu Türkiye’ye özgü halkalarla halkalandı.

 

Peki ne işe yarıyor bu halkalar? İşte tam da bizim Tuzla Milas’ta yaptığımız halka okuma çalışmalarında gözlediğimiz bireyler için olduğu gibi, flamingoların dağılımları hakkında bilgi elde etmeye yarıyor. Örneğin bu sene Tuzla Milas’ta, yaşları 1 ile 16 arasında değişen, 1 İspanya, 3 Fransa ve 5 Türkiye doğumlu toplam 9 halkalı flamingo gözlemledik. Sadece halka okuma çalışması bile bu alanın yalnızca Türkiye ölçeğinde değil, uluslararası ölçekte öneme sahip olduğunu gösteriyor. Bu yüzden de bu alana yönelik sorunlar tüm flamingo populasyonlarını olumsuz etkileme riskine sahip.

 

Yazının başından beri faili meçhul bir biçimde söz ettiğimiz bu sorunların en önemlilerinden birisi; aslında sulakalanın sınırlarına gömülü olan bir golf sahasının inşaası. Ben burada bu golf sahasının inşaasının beraberinde getireceği tehditlerin olası izdüşümlerine küçük bir pencere açmaya çalışacağım. Tuzla Milas tamamen kapalı bir tuzcul sistem, mevsimsel daralmaları ve genişlemeleri olan, yani su seviyesinin ve kapladığı alanın mevsimlere göre değiştiği bir tuzcul sulakalan. Alanın bu değişimlere, yağmur sularını kendisini çevreleyen topraklara vermeye ihtiyacı var, ve aynı şekilde kendisini çevreleyen kara parçalarından gelen yeraltı sularıyla beslenmeye de. Bu akışkanlık, onu ve çevreleyen sistemlerdeki bir değişiklik yüzünden bozulma riskine açık.

 

Bunun sonucunda bugün birçok canlı türü için bir sığınak, bir yaşam alanı görevi gören Tuzla Milas’ın, birçok diğeri gibi bir yaşanamama alanına dönüşmesi an meselesi. Tuzla’daki canlıların en başta yaşam haklarına saygı gösterilmesine, yabanıl olduklarının unutulmamasına, bir yapay görsel şölen haline getirilmeye çalışılmamasına, hayatlarını tıpkı bizler gibi sürdürmeye ihtiyaçları var. Bu golf sahasını ise yalnızca Tuzla’yı çevreleyen toprak parçalarının dönüşümü olarak değil, genel bir kullanım değişimi, bakış açısındaki bir dönüşüm olarak ve beraberinde getireceği diğer kullanım biçimleriyle beraber değerlendirmek lazım: atıklar, gürültü kirliliği, vs…

 

Bizim içimizden geçen, Tuzla Milas ve benzeri alanların bu tip değişimlere ve bozulmalara maruz kalmadan, oldukları gibi, hem bizler hem de diğer canlılar için yapıcı ortaklıkların kurulabildiği alanlar haline getirilmesinin yolunun bulunması. Bunun için bizce en güzel yol, alanın sahip olduğu çeşitliliği kuş gözlemcileriyle, doğa severler, doğa yürüyüşleri yapanlar ve fotoğrafçılarla paylaşabilmenin yöntemini oluşturmaktan geçiyor. Taa ki, Tuzla Milas’ı görmeye uzaklardan, çok uzaklardan gelen anlamlı kalabalıklar, şöyle bir soluklanmak için Boğaziçi köyü caminin yakınlarında bir çay molası verince, gördükleri manzara karşısında içleri umutla doluncaya kadar…

 


Konu Yazarı :

Yorumlarınızı Yazın

Your email address will not be published.

Sonraki Yazılar

Eski Tüfekler’i Bodrumlular çok sevdi

Önceki Yazılar

Hadigari Jazz Günleri 6 yaşında..

En Son Yazılarımızdan Seçmeler

Bodrum’un Sarnıçları

Bodrum’un Sarnıçları Bu yazı Bodrumlife Dergisinin Sonbahar 2022 Sayısında yayınlanmıştır. Yazı: Mimar Sedef Nazan DEVELİ