Herodot’un hazineleri hala Bodrumluların hizmetinde…

2638 Kez Okundu





“Herodot’un Hazineleri Bodrumluların Hizmetinde” başlıklı yazımız 2003 yılında yayınlanmıştı…Bodrum turizmin nasıl kurtarılması gerektiği konusunda Bodrum’da her yıl onlarca toplantı yapılır… Süslü laflar, birbirinden ilginç projeler ortaya atılır.  Ancak nedense hiçbiri uygulamaya geçirilmez… Turizmi tetikleyen  en önemli etkenlerinden biri olan  tarihi mirasımızın en önemli ögelerinden Tarihin Babası Halikarnas’lı yani Bodrumlu  “Herodot”un bizlere sağladığı zenginlik ise hep gözardı edilir. 2003’te yayınladığımız yazımızı noktasına dolunmadan aynen yayınlıyoruz. Görüyoruz ki eski hamam eski tas hiç bir gelişme en küçük bir kıpırdanma yok… Umarız bu yazımızdan sonra “Herodot”
üzerine bir kez daha düşünülür…  

Herodot hazinelerinin kapsamı, kıymeti ve Halikarnas’ın yararına olası harcama yolları hakkındaki düşüncelerimi paylaşmayı amaçladığım bu yazıma, hemşehrimiz Herodot’un yaşadığı Antik Çağdan değil, sadece yedi yıl öncesinden başlamak istiyorum.
 Yıl 1996. Ekonomisini tamamen turizme bağlamış Bodrum’un yüzü bir türlü gülmüyor. Ülke genelinde hissedilen endişe verici istikrarsızlık ve bölgemizde bitmeyen çatışmalar turizmcilerin uykusunu kaçırıyor. Tam o sıralarda bir film sinemaseverlerden büyük ilgi ve beğeni görüyor ve çeşitli dallarda Oscar ödülleri kazanıyor. Aşk, macera, savaş ve entrika öğelerini ustalıkla birleştiren "İngiliz Hasta"yı anımsadınız mı? Filmin Oscar’lı başarısı turist akınına susamış Bodrum’da ilginç yorumlanıyor. Sanki bir umut kıvılcımı çakıyor. Sözüm ona "Herodot Tarihi" kitabının önemli bir öğe olarak kullanıldığı filmi görenler, Herodot’un doğum yeri olan kentimize akın akın gelecek ve Bodrum "Altın Turizm Yılı" yaşayacak. Ne yazık ki bu düşleri görüp te gerçekleşmesi için hiçbir girişimde bulunmayanlar tabii ki hayal kırıklığına uğruyorlar.

Ancak Herodot konusu aslında hâlâ ve her zaman güncelliğini koruyor. Bunu geçen Kasım ayında (2002) Bodrum Kalesinde yekpare ağaçtan yontulmuş antik sandal sergisi açılışında Müze Müdürü Oğuz Alpözen çok güzel dile getirdi. Komşumuz Kos adasında Hipokrat olgusunun turizm için ne kadar büyük yarar sağladığını anlatan Alpözen, neden biz Herodot’tan hiç yararlanmıyoruz diye sordu. Adaya gidenler, oradaki rehberlerin birkaç asırdan bile yaşlı olmayan bir ağacı göstererek, Hipokrat’ın o ağacın altında öğrencilerine ders verdiğini nasıl heyecanla anlattıklarını anımsayacaklardır. Ama öte yandan adada Hipokrat dönemine ait kalıntıların nasıl
korunduğunu da unutmamak gerekir. şžöyle ya da böyle, komşumuzun Hipokrat’tan yararlandığı apaçık bir gerçek. Peki, Hipokrat’ın Kos’a yaptığı katkıyı Herodot bize neden yap(a)mıyor?

Kanımca bu soruya yanıt ararken Herodot’un kimliğinden ve öneminden yola çıkmamız gerekecek. Birçoğumuz, yaklaşık 2500 yıl önce kentimizde doğmuş olan Herodot’u en azından duymuştur ama ayrıntılı bilgi sahibi değildir. Hemşehrimizi biraz daha yakından tanımaya var mısınız? İnternet’in sihirli çubuğuna dokunmadan önce, Bodrum’da yıllarca kazı yapmış olan Danimarkalı arkeolog Poul Pedersen’e ait birkaç cümleyi size aktarmak istiyorum. Çalışmalarının son iki yılında Bodrum Kalesinin içinde Kral Mozolos’un sarayının izlerini gün ışığına çıkartan Pedersen o dönem hakkında bakın ne diyor:
"Halikarnas’ın tarih sahnesine ilk görkemli çıkışı büyük Pers savaşları (MÖ 494-479) esnasındadır. Bu parlak dönem Halikarnas’a iki büyük adam kazandırmıştır: ünlü şair Panyassis ve yeğeni tarih biliminin babası olarak bilinen Herodot. Herodot’un yapıtları Antik Çağdan bu yana korunmuş en önemli yazılı belgeler olup, tüm dünyada 2500 yıldır nesiller boyu ve halen de okullarda, üniversitelerde okutulmakta ve üzerinde çalışılmaktadır."

Bir kişiyi bu kadar yücelten bir değerlendirme okuyunca, tabii ki bunun doğrulanmasını başka kaynaklarda da aramak gerek.
Günümüzde bu iş için biçilmiş kaftan İnternet ve –kullananlar bilir- İnternet’te en fazla rağbet gören arama motoru da "Google" olduğundan
rotamızı oraya kırdık.

Ünlü tarihçiyi "Herodotus" adıyla aradığımızda Google’da karşımıza çıkan tablo inanılmazdı. 167.000 kaynaktan beğenin beğendiğinizi. Bunlardan daha birkaç tanesine başvurunca Pedersen’ın görüşlerinin hiç te abartı olmadığı ortaya çıkıyor. Yani hemşehrimiz Herodot, gerçekten dünyaca ünlü
ve halen hem kendi hem de yapıtları üzerinde bilimsel çalışmalar yapılan
bir şahsiyet.

Ayrıca Google’ın dil ve coğrafya kategorilerine göre arama yapma olanağından yararlanarak, Herodot hakkındaki Türkçe bilgilere ulaştığımızda Türkçe kaynak sayısı 699 ile sınırlıydı ve bu kaynakların büyük bir kısmı da 2500 yıl önce yaşamış tarihçimizle hiç ilgisi olmayan, ATV’de yayınlanan "Ekmek Teknesi" adlı dizinin Herodot Cevdet’i, Hasan Kaçan ya da "Herodot" isimli bir sürü otelin web sitesiyle ilgiliydi. Bu acı gerçek karşısında bir soru takıldı aklıma: "Bizden bu kadar az ilgi gören biri neden ve nasıl yardımcı olsun bize?" Yani, yazımın başında ele aldığım Herodot’un Halikarnas’a hizmetindeki noksanlığı kendi ilgisizliğimize bağlarsak herhalde yanlış olmaz.

Ne var ki şansımız hâlâ var, tren kaçmış değil –ta ki bu arada birileri boş durmayıp başka bir yerlerde başarılı bir "Herodot Haftası", "Herodot Tarihi Forumu" veya Herodot’un adını kullanan benzeri bir etkinlik düzenlemezse. Herodot’un Halikarnas’a yapabileceği hizmetler Antik Çağlarda yaşamış kişi ve yaşanmış olaylarla sınırlı değil. İşte Herodot’un hazinelerinin önemi burada yatıyor. Herodot "Tarih Biliminin Babası" olarak kabul gördüğünden, insanoğlunun yaşadığı tüm çağlar, yakın dönemler de dahil, olası etkinliklere konu olabilir. Örneğin, 20. yüzyıl’da Mezopotamya’nın tarihi ve o günlerden kalan mirasının incelenmesini amaçlayan başarılı bir "Herodot Forumu" (veya sempozyumu) kentimizi birden dünya sahnesine çıkartır. Veya geçmişte "Taksim Toplantıları" adıyla bilinen etkinlik benzeri, uluslararası bir anlayışla Bodrum’da gerçekleştirilirse, kentimizin imajı nasıl değişir düşünebiliyor musunuz? Böylece alışılagelmiş "deniz, güneş, kum, seks" kalıbından da kurtulabiliriz. Daha bu satırları kaleme alırken bir sürü itiraz ve "Olumsuzluk Öneki Üzerine Varyasyonlar" nağmeleri kulağıma gelmeye başladı gibi. Geçmişteki acı deneyimlerden ağzı yanmış olanları küçümsemeye niyetim ve hakkım yok, ancak şunu da unutmamak gerek bence: "Nothing ventured, nothing gained" – (Riske girmeden kazanç olmaz.) – ve "Where there’s a will, there’s a way", yani "Azmin elinden hiç bir şey kurtulamaz".
Duyduğumuza göre bugünlerde Bodrum turizminin çeşitlendirilmesini amaçlayan toplantılarda kentimize "kongre turizminden" pay aldırabilmek için fikir jimnastiği yapılıyormuş. Bodrum yararına olabilecek her düşünceyi, her girişimi her zaman desteklemekle beraber, yakın geçmişimizde yapılmış olan bazı talihsiz ‘karnavalımsı’ atılımlardan da ders alınmasının gerekliliğine inanıyoruz.
Hele bir de Herodot yanı başımızda hazineleri ile hazır beklerken başarılması olanaksız projelerden veya kentimizi küçük düşürebilecek maceralardan kaçınma erdemi gösterebilirsek hiç te fena olmaz.

Editörün Notu: Bu yazı 2003 yılında yazılmıştır ve Bodrumlife dergisinde yayınlanmıştır. O yüzden tarih ve olayların 2003 yılına göre değerlendirilmesi gerekmektedir…

Bu Sayfadaki Fotoğraflar:
Üstte: Komşu Kos adasının planında Hipokrat adının veridiği ana cadde  ve yine bizim topraklamızda yetişmiş Artemisia adına yer alan cadde isimleri görülüyor.
Ortada: Komşu ada Samos Planında ise  Pisagor bağıntısı sahibi Piatagoras’ın   adını taşıyan belde ismi görülüyor.
Altta: Kos adasının en öneli turist uğrak yeri  Hipokrat Ağacı
 

Editörün Notu:
2000 yılında Bodrumlife tarafından hazırlanan Bodrum Rehberi’nde Tony Marciniec tarafından kaleme alınan “Bodrumun ünlü çocukları ve
kızları” isimli yazı ile ilk kez dikkatler
Bodrumun yetiştirdiği ünlülere çekilmişti.
Bugün billboardlarda boy boy kullanılan bu
slogan arkadaşımız Tony Marciniec’in
yazısıyla gündeme gelmişti.
Panyassis ise Marciniec’in şu anda okuduğunuz yazısı ile dile getirilen önemli bir antik şair… Ancak yine 2003’ten günümüze onca zaman geçmesine rağmen Panyassis ile ilgili olarak ne yöneticilerden ne turizmcilerden  bir tepki görülmedi…
Panyassis, Herodot’un kuzeni yahut amcası…
14 ciltlik Heracleias isimli kitabında Herkül’ün çeşitli yerlerdeki kahramanlıklarını  dile getiriyor… Eleştirmenlere göre Homer’den sonra gelen en ünlü şairlerden bir tanesi…
MÖ 470 yıllarında yaşayan Panyassis bile
Bodrum için tek başına bir hazine…
Ancak ne bir sokak ismi, ne de Panyassis adına yapılmış bir heykel dahi bulunmuyor
Bodrum’da…  

Karşı Sayfada: 
Bodrum kalesi önünde
bulunan Herodot heykeli.


Konu Yazarı :

Yorumlarınızı Yazın

Your email address will not be published.

Sonraki Yazılar

St. Jean Şövalyeleri, Bodrum Kalesi’nin eski sakinleri ve günümüze kadar uzanan öyküleri

Önceki Yazılar

Bodrumluları klasik müzik ile buluşturan önemli ve çalışkan bir dernek ‘Karsanat’

En Son Yazılarımızdan Seçmeler

Bodrum’un Sarnıçları

Bodrum’un Sarnıçları Bu yazı Bodrumlife Dergisinin Sonbahar 2022 Sayısında yayınlanmıştır. Yazı: Mimar Sedef Nazan DEVELİ