İkinci cemrenin suya düştüğü günlerde, yaz gelmeden daha. bir hareket başladı Bodrum’da. Daha doğrusu Yalıciftlik civarında. Akşmüsiü geliş-gidişleri dolmuş şoförlerini bile heyecanlandırdı. İstikamet Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum. Hareketlenen Bodrumlu sanatsever. Çekim merkezi ise ressam Devrim Erbil. Olay şöyle gelişti: ‘Kempinski Bodrum Sanat Günleri’ başlığı ve Devrim Erbil önderliğinde güzel sanatlar fakültelerinden akademisyenler davet edildi otele. Tuvaller, fırçalar ve boyalar tutuşturuldu ellerine. Çalışmaları istendi onlardan sadece. Sanat haftası sonunda 15 sanatçının 15 eseri kaldı geriye.
Bodrumluları asıl tetikleyense Devrim Erbil ve Merih Akcan’ın akşamüstü seminerleri oldu. Türk resim sanatının dünü ve bugünü, sanatta Anadolu aydınlanması ile renk ve ışık konuşuldu bu bir hafta süresince. Bodrumlular bu olayı sevdi. En azından İstanbul göçmenleri, bil hassa hanımlar. Devrim Erbilin sempatik ve sıcaktavırla-nnın etkisi, en azından bu hususta, ya dsı nam a; gerçi. ı Marl günü sonuncusu yapılan toplantıya 15 akademisyenin resimlen ve hayatları da eşlik etti. Aynı gün otelin Genel Müdürü Axel Ludwing’in de katılımıyla gerçekleşen törende etkinliğin birincisine ödülü verildi, ödül, 1-20 Haziran tarihlerinde düzenlenecek bir sergi.
Rivayete göre gelenekset-leşecekmiş bu sanat günleri. Bu sene 11 Üniversi-teden 15 akademisyen, birinciyi demokratik bir oylamayla kendileri seçti. Selçuk üniversitesi’nden Yrd. Dç. İlham Enveroğlu uçurtmalan erken uçur-duğu ‘Bodrum’da Bahar’ isimli eseriyle birinci. Doğuş Üniversitesi’nden Yrd. Dç. SadıkAHınoktürkü az hakimiyetindeki ‘Mozal’a Mektup’ İle ikinci, Mersin Üniversitesi’nden Zeki Umay ise karakalem ve boyayı el ele tutuşturduğu Cenin’ İle üçüncü oldu.
Sanat hartasından geriye Bodrum koylarının çakıl taşlan ve kurulan dostluklar kaldı. Güneş, sanattan yana çıktığından denize bile girebildi ressamlar. Yuvarlak masalar etrafı nda çaylarını içtiler molalarda ve daldılar bir sürü sanatsal tartışmaya. Etrafa yayılan boya kokusu ve fırça dağınıklığı rahatsız etmedi kimseyi. Aksine fikir alışverişleri yapıldı sanatçılar ve otel personeli arasında. Dedikodu… O da vardı elbette. Eskizle çalışanlar kopyacı İlan edildi mesela.
Etkinliğin sonunda birbirinden çok farklı eserler çıktı ortaya. Her bir sanatçı boyayı renge, başka başka yollardan çevirdi. Çanakkale 18 Mart üni-versitesi’nden Dç. Dr. İhsan DoğrusÖz empresyonist bir Çanakkale peyzajı yaptı: empresyonizm Fransa’da değil de ışıklı bir Akdeniz kentinde doğmalarıydı dercesine… Hacettepe üniversitesi’nden Yrd. Dç. Mustafa Salim Aktuğ renklerin insanlar üzerindeki etkisini araştırırken, Eskişehir Anadolu üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Coşkun ‘Bodrum’da Aşk’ı resmetti. Bir diğer aşk hikayesi ise mitolojidendi. Mimar Sinan’dan Yrd. Dç. Dr. Mustafa Orkun Müftüoğlu Zeus’un oğullarından Apollon’un Dafne’ye olan aşkını anlattı. Efsaneye göre Apollon Dafne’ye aşıktır fakat kadın bu aşka karşılık vermez. Apollon onun peşine düştüğünde kurtulmanın imkansızlığını gören Dafne, tanrılara yalvarır ve ağaca dönüşür bedeni. Apollon, çaresizce o ağacın dalla-rından bir parçayı taç yapar başına. Yani zaferin simgesi defne ağacını bir çapkınlık vesilesiyle kazanmış dünya.
Kaptan köşkünde Devrim Erbil’in oturduğu Kempinski sanat gemisinde ayrıca Balıkesir üniversitesi’nden Duygu Sabancılar, Yeditepe Üniversitesi’nden Yrd. Dç. Gütveli Kaya, Doğuş Üniversitesi’nden Bengisu Bayrak ve Esra Meral DeDemircan. Gazi üniversitesi’nden özlem Uslu ve şeyda Eraslan. KUlllir üniversitesi’nden Leyla Etsen ve Reyhan Uludağ vardı.Sanatlı tünler ı Martta bitti. Güneş bile sanattan yanaydı zira ertesi güne yağmurla uyandı kent.Ama Kempinski. ayaklan alışan sanatsever için 15 MarTa dek sürecek bir sergi düzenledi. "Bodrum’da Yaşayan Sanatçılardan ‘Çağdaş Yorumlar’ başlıklı ser-gide Ali Koçak, Burhan Doğançay Ender Güzey. Fatih Urunc. İlhan Berk. Mustafa Altıntaş. Müfit Karzek. Rlfat. Turan Erol ve Volkan Coşkun var. Daha ne olsun!
