Film müzikleri deyince aklımıza gelen ilk isim, efsane grup Moğollar’ın yaratıcı beyni… Cahit Berkay

2190 Kez Okundu





“Gerçekten ünlü” biriyle karşılaştığınızı konuştukça daha çok anlayacağınız, Türk Pop müziğinde tam 43 yıldır durmadan üreten bir isim Cahit Berkay…

“Kırık Bir Aşk Hikâyesi”, “Selvi Boylum Al Yazmalım” gibi duygu yüklü müziklerin, “Issızlığın Ortası” gibi insanın tüylerini diken diken eden bir protest şarkının yaratıcısı… Daha Türk pop müziği emekleme dönemindeyken 1971’de Fransa’dan Türkiye’ye “Academie Charles Cross” ödülünü getiren Moğollar grubunun gün geçtikçe şarap gibi yıllanan müzisyeni, sanatçısı Cahit Berkay, magazin basınında yer alan tüm ünlülerin! aksine sessiz sedasız Bodrum’da tatil yaptı…

 

 

 

Ortakent’teki Neilson grubunun Seaside otelinde Bodrum’da sessiz sedasız tatil yaparken kendisini bulup onu çok ender yakaladığı tatil havasından uzaklaştırmayı başardık ve müzikle karışık, memleket meseleleri içine çekiverdik…

 

 

 

BL – Kaç yıl oldu müzik?

 

 

 

CB – "Tam 43 yıl… Bu profesyonel müzik yaşamım. Öncesinde de amatör çalışmalarım olmuştu. Babamın iznini alarak müzik yapmaya başladım. O günden bu güne plak, CD çalışmalarımızın dışında ben tam 176 uzun metrajlı filme ve 87 diziye müzik yapmışım… İlk film müziğini 1974’te 3000 TL. alarak yapmışım ama o zamanlar bunun yarısı müzisyenlere giderdi. Bu denli çok müziği bir yabancı ülkede yapsaydım herhalde şimdi özel jetimle seyahat eder, bir elim yağda bir elim balda olurdu. Türkiye müzisyen için gerekli yaşam koşullarını ne yazık ki sağlayamıyor. "

 

 

 

BL – 43 yıllık bir müzik geçmişi sonunda bugün kimler dinliyor sizi?

 

 

 

CB – "Bir kere halen popüler olduğumuza inanıyorum. Türkiye’de lise ve üniversitelerde en çok konser veren gruplardan biriyiz. Okullarda yapılan anketlerin çoğunda konser vermesi istenen gruplar arasında Moğollar isminin ön plana çıkması, genç bir dinleyici kitlemizin olduğunun en önemli kanıtı… Konserlerimizde bizim müziğimizle yaşlanan insanları hâlâ görüyor olmak ise klasikleşmiş bir tarza sahip olduğumuzun göstergesi. Bir “Issızlığın Ötesi”ni genç seyircilerle avaz-avaz bağırarak söylerken insanların duygularına ortak olduğumuzu görmek sevindirici."

 

 

 

BL – Bazen kaptırıyorsunuz “ne olacak halimiz” diye…

 

 

 

CB – "Bir önceki albümümüze kadar açıkçası müzikten çok, mesaj kaygısı taşıdığımız çalışmalarımız ön plana çıkmıştı. şžarkılarımızda sevgi, hak, emek, barış ön plandaydı. Aslında iyi de müzikler vardı bu sözlerin arkasında ama neredeyse herkes Moğollar’ın enstrümantal yapısını göz ardı ettiğimizi düşünmeye başlamıştı…"

 

 

 

BL – Öyleyse yeni çalışmalarda müzik daha baskın olacak gibi görünüyor…

 

 

 

CB – "Moğollar’la yeni albüm yolda. Ekim’de bitireceğiz, repertuar hazır. Yarı yarıya sözlü ve enstrümental. Bu kez protest yerine müzik ağırlıklı olacak. Barış’a Semah, Kafam Çok Karışık Abi ve şžeytanın Gör Dediği gibi enstrümantal parçalar ama isimlerinden de anlayacağınız gibi yine bir şeyler anlatan parçalar; ağırlık, bendir, bağlama, yaylı tambur gibi etnik çalgılarımızla. Tabii gitar vazgeçilmez. Kimbilir belki dünyanın şu sıralar peşinden gittiği etnik müzik furyasında biz de karşı bir Haçlı çıkarması bile başlatmış olabiliriz…"

 

 

 

BL – Yukarıdan aşağıya baktığınızda sanki tüm zamanlarınız dolu…

 

 

 

CB – "İşte bu tatil iyi bir vesile dinlenmek için… Ama müzikten kopmayı pek sevmiyorum ve Almanya’dan aldığım gövdesi küçük fakat işlevsel bir gitarı yanımda taşıyorum…

 

 

 

Evimdeki stüdyomda 6 ayrı bağlama -ikisi Karadeniz tarzında akordu yapılmış, yaylı tambur, cura ve her türlü gitar gözümün içine bakar, ben de onlara… Kendi kendime etüdler yaparım durmadan… Bu arada beğendiğim, içinde ışık olan parçalar benim dağarcığımı oluşturur. Sipariş üzerine aldığım örneğin “dizi film” müziklerini ise yapmak zorundayımdır ve yapabildiğim kadarıyla iyisini yaparım. Bana göre olabileceklerin en iyisidirler. Hemen bir öykümü anlatayım Ömer Kavur’la ilgili ve kendisini de anmış olalım böylece:

 

 

 

‘Kırık Bir Aşk Hikâyesi’ filmi için çalışmaya başladım. Müzik hazır olunca jenerikte temayı çaldık. Ömer Kavur yanıma gelerek: ‘Bu parça bu filmi yansıtmıyor, kızma ama içime sinmedi bir türlü’ deyiverdi… Müziğim refüze olmuştu. Yaptığım iş beğenilmemişti… Oturdum bir şeyler yeniden hazırlamaya başladım ama üretemiyordum bir türlü… Sonunda filmin isminden giderek o pek bilinen herkesin çok sevdiği kırık-kırık melodiyi yakaladım…"

 

 

 

BL – Gençler atakta; Cubase, ProTools gibi yazılımlar harikalar yaratıyor…

 

 

 

CB – "Teknoloji müthiş bir atakta. Zamanında 5000 dolar vererek aldığım bir Akai Sampler cihazı bugün 50 lira bile etmiyor. Ama yazılımlar ve onların dışarıdan eklenen “plugin”leri harikalar yaratıyor. İşinizi kolaylaştırıyor. Bilgisayarlarda her türlü enstrümanın yüzlerce versiyonunu bir DVD içinde satın alabiliyorsunuz. Bu biraz da o anda edinemeyeceğiniz bir çalgıya ve tınıya ulaşmak için önemli. Daha iyi kurgu yapabilmenize yarıyor. Ancak insan unsuru olmak zorunda, yoksa o mekanikliği hissedersiniz müzikte. Bunca bilgisayar desteğine rağmen eğer bugün Anadolu Rock albümümüzü yeniden yapacak olsak yine stüdyoya girip canlı çalardık. Bundan sonra da canlı olacak kayıtlarımız…"

 

 

 

BL – Sanatçı..

 

 

 

CB – “Sanatçı lafını memleketimde açıkçası tecavüze uğramış bir terim olarak görüyorum… Akademiler, konservatuarlar yokmuşçasına iki günde pop star, iki günde tiyatro sanatçısı yapıveren yarışmaları bir milletin kültürüne vurulabilecek en kötü darbe olarak görüyorum. Örneğin, mutlaka bunu yazın: Bir yarışmada türküyü bozarak söylemeye çabalayan Bayhan’ı, ağlayarak, gözyaşlarıyla göklere çıkaran bir Zerrin Özer’i protesto ediyorum… Kınıyorum… İnsanları böylesi kolay lokmalarla sanatçı yapıveren zihniyet karşısında biz, unvanımızın “çalgıcı”, “müzisyen” yazılmasını talep ediyoruz TV programlarında ve mümkün olduğunca bu gösterilere katılmamaya çalışıyoruz.. Yabancı ülkelerde sanat destekleniyor. Bizim ülkemizde ise sanata tecavüz ediliyor. Açıkçası yurtdışındaki sanatçı kavramını kıskanıyorum…”

 

 

 

BL – Ne yapmalı?…

 

 

 

CB – "Beden eğitimi, müzik ve resim gibi dersler yok edilerek yerine matematik entegre edilmeye çalışılıyor. Oysa bir iki kıvılcımdır çocuğa sanatçı olma heyecanını veren. Bu gidişata; çalışmadan, eğitim almadan, kolaycı yaklaşımla meşhur olup sanatçı kisvesine bürünülmesine karşıyım. Eğitimle günümüzdeki yozlaşmayı çok acil önlemek zorundayız…"

 

 

 

BL – Çok şükür sizin çalışmalarınızdaki hızı kesmiyor bu olumsuz durumlar…

 

 

 

CB – "Üretmeyi ayrı bir kefeye koyuyorum tabii. şžimdilerde “Peri Tozu” filminin müziklerini yapıyorum. Jokey Kulübü için hazırlanan “At” belgeselinin müziklerini yaptım. Hatta Murat şžekeroğlu’nun “İki Süper Film Birden” isimli filminin başında ve sonunda oyunculuk bile yaptım. Bu arada konserler hızla devam ediyor Moğollar’la.. En yakın 6 Ağustos’ta İzmir Karaburun’da olacağız. Yine etrafımızda gençler ve bizimle birlikte yıllardır bizleri dinleyenlerle birlikte olacağız. Özellikle askeri liseler, Hava Harp Okulu, Deniz Harp Okulu gibi memleketimize sahip çıkıldığını gördüğümüz yerlerde vereceğimiz konserlerle ayrı bir heyecanlanacağız dinleyicilerimizle…"

 

 

 

Moğolların Bodrum’u çok seven bir başka üyesi, davulcusu Engin Yörükoğlu’nun yakınlarını havaalanında karşılamak üzere gitmek zorunda olmasa, müzik ve sanat üzerine Cahit Berkay’ın kendine özgü sesiyle daha epey vakit geçirecektik Seaside otelinin barında…

 

 

 

Bize kendisine yol arkadaşlığı yapan o küçük gitarı göstermesini istedik. Bir iki tıngırdatırken bol bol fotoğrafını çektik Türk Anadolu Popunun en önde gelen ismi Cahit Berkay’ın ve vedalaştık…

 

 

 

 

 

 

Cahit Berkay

 

 

 

1946’da Isparta ‘da doğdu. 1959 ‘da ailesi ile birlikte İstanbul ‘a geldi. İstanbul Kabataş Erkek Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. Müziğe ilkokulda mandolin çalarak başladı. 19602’de Siyah İnciler adlı grubuyla amatör olarak müzikle ilgilenen Cahit Berkay 1965 ‘de Selçuk Alagöz orkestrasıyla profesyonal müzik dünyasına adım attı. 1967 ‘de Moğollar adlı efsanevi Türkçe rock grubunun kurucularından oldu. Gitar , bağlama , cura , ıklığ, yaylı tanbur çalıyor. 200’e yakın film, 58 dizi ve 10’un üzerinde belgesel müziği var.

 

 

 

Kazandığı Ödüllerden Bazıları:

 

 

 

1. İstanbul Film Festivali – 1976 , En İyi Müzik: “ Ben Sana Mecburum ”

 

15. Antalya Film Festivali – 1978 , En İyi Müzik: “Fırat’ın Cinleri”

 

 

 

28. Antalya Film Festivali – 1991 , En İyi Müzik: “ Gizli Yüz ”

 

 

 

7. Ankara Film Festivali – 1995 , En İyi Özgün Müzik: “ İş ”

 

 

 

19. Antalya Film Festivali – 1982 , En İyi Müzik: “Kırık Bir Aşk Hikâyesi”

 

 

 

1. Ankara Film şženliği – 1988 , En İyi Müzik: “ Herşeye Rağmen ”

 

 

 

36. Antalya Film Festivali – 1999 , Yaşam Boyu Onur Ödülü

 

 

 

37. Antalya Film Festivali – 2000 , En İyi Müzik: “ Melekler Evi ”

 

 

 

17. Ankara Film Festivali – 2006 , En İyi Müzik: “ Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener ”

 

 

 

Ayrıca Moğollar grubu ile birlikte 1971 yılında Fransa ‘nın en prestijli özel ödüllerinden olan “French Academie Charles Cros Grand Prix Du Disque” ödülünü aldı.

 

 

 

 

 

Cahit Berkay Rock and Coke’da değil Barışa Rock’da

 

 

 

Cahit Berkay Coka Cola’nın düzenlediği rock konseri Rock and Coke’a tepkiden doğan bir karşı festival olan Barışa Rock Festivaline katılanlardan. Barışa Rock, s avaşlara sponsor olan küresel bir markanın barışın ve özgürlüğün müziği olan Rock and Roll’a sponsor olmasını içine sindiremeyen, müzikten taviz vermeyen, yüksek sesle barış ve özgürlük isteyen bir festival olduğunu açıklamıştı. Bu yıl 26-27 Ağustos tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek.

 


Konu Yazarı :

Yorumlarınızı Yazın

Your email address will not be published.

Sonraki Yazılar

Eski bir Bodrum Ç¢şığı Mine Kırıkkanat

Önceki Yazılar

Bodrum Bodrum…

En Son Yazılarımızdan Seçmeler

Bodrum’un Sarnıçları

Bodrum’un Sarnıçları Bu yazı Bodrumlife Dergisinin Sonbahar 2022 Sayısında yayınlanmıştır. Yazı: Mimar Sedef Nazan DEVELİ