Darısı tüm değirmenlerin başına Geçen yıl Ekim sayımızda “Ne olacak bizim değirmenlerin hali?” tarzında bir yazı yayınlamıştık. Hatta Kos’taki Rodos’taki değirmenlerin resimlerini yayınlayıp, “elin oğlu yapıyor da biz niye beceremiyoruz?” demiştik… Biz o yazımızı yayınlarken birileri de değirmenlerden hiç olmazsa birini adam etme sevdasına kapılmış zaten… Ve bu yılın şu günlerinde Yalıkavak manzara tepesindeki değirmenlerden birini yandaki sayfada fotoğrafını çektiğimiz halde görüverdik.
Üstelik çevresi, tüm mekanik sistemi ile tam teşkilatlı çalışır, un yapar bir değirmen…
Sahipleriyle konuştuğumuzda ise içimize biraz daha su serpildi…
Buradan öyle kazanç falan bekledikleri yok… Bir değirmen ve çevresi nasıl olması gerekiyorsa aslına uygun olarak restore edip Bodrumlulara bir tür armağan
vermek istemişler…
Çevresinin sanat galerisi olmasını istiyorlar, kokteyller verilsin, insanlar gelip un öğütsünler…
Birilerinin çıkıp Bodrum’da böyle işler yapması gerekir diye düşünürken Avukat Muammer Mehmet Kaya ve Müteahhit Mustafa Er, birikiminin kendilerine zarar vermeyecek bir kısmını buraya harcamışlar. Yalıkavak’tan Bodrum’a gelirken şimdi bir yanınızda güzel bir manzara seyrediyorsunuz, karşınızda muhteşem bir değirmen…
Nazar boncuğu gibi… Yapanların elleri dert görmesin derler ya…
Rivayet olunur ki Bodrum-Gümbet arasındaki değirmenlerde büyük bir rant beklentisi varmış ve bu yüzden yapılamıyormuş. Birileri
Bodrum’un en güzel bölgesini değirmenlerini bahane ederek ele geçirmek istiyormuş ve bu değirmenlerde bu yüzden yapılmıyormuş… Darısı Yalıkavak’taki değirmenler gibi Bodrum’dakilerin başına… Geçen yıl Ekim sayımızda “Ne olacak bizim değirmenlerin hali?” tarzında bir yazı yayınlamıştık. Hatta Kos’taki Rodos’taki değirmenlerin resimlerini yayınlayıp, “elin oğlu yapıyor da biz niye beceremiyoruz?” demiştik…
