Bodrum’un iki Artemisia’sı: Biri savaşçı, diğeri Aşık…

1006 Kez Okundu





Bu yazıda Bodrum’un en ünlü iki kadınından söz edeceğim sizlere; Kraliçe I.Artemisia ve Kraliçe II.Artemisia.

Toprağından mıdır, suyundan mıdır, Bodrum’un ünlüleri çoktur. Bu yazıda Bodrum’un en ünlü iki kadınından söz edeceğim sizlere; Kraliçe I.Artemisia ve Kraliçe II.Artemisia. Bakmayın siz bugünün bikinili ünlülerine, bahsedeceğim Bodrumlu iki kadın onlara benzemiyor, biraz farklılar. Gerçi isimleri hep karıştırılır, onları aynı kişi zannedenler, hatta kaledeki müzede sergilenen canlandırma Kraliçe Ada’yı Artemisia sananlar bile var.

 

“Nasıl olur da Bodrum’da bu kadar az tanınırlarken Bodrum’un en ünlü iki kadını diye söz edersin onlardan” diyecek olursanız kendimce bir cevabım var: Onlar yaklaşık iki bin dört yüz yıldır tarihin sayfalarında varlar. İki bin dört yüz yıldan fazla bir süredir, denizciler, arkeologlar, sanat tarihçileri, savaşmak mesleğini seçenler, stratejistler, tarih meraklıları, araştırmacılar ve daha pek çok farklı konuya ilgi duyan, muhtemelen çoğu şimdi hayatta olmayan mürekkep yalamış insanlarca tanınırken, başka hangi kadın var bu kadar gündemde kalan? Üstelik onların halkla ilişkilercileri, “imagemaker” ları filan olmadığı halde…

 

Herodot Mozole’yi hiç göremedi

 

Eh, Herodot’un katkısını göz ardı edemeyiz kraliçe ve amiral birinci Artemisia’nın bu kadar meşhur olmasında ama Herodot da tarihin babası. Kime nasip olmuştur sizin ünlü dedikleriniz arasında, tarihin babası tarafından bir nevi halkla ilişkiler görevi üstlenilen? Kimbilir Herodot, kraliçe ikinci Artemisia’nın dönemine yetişseydi neler yazacaktı tarih kitabına? Ne yazık ki ikinci Artemisia Herodot’tan yıllar sonra dünyaya gelmiş. Herodot ne Mozole’yi görebilmiş, ne de Mozolos zamanının Halikarnas’ını..

 

Herhalde onlar da tüm kadınlar gibi güzelliğine düşkün, boy göstermekten ve adından söz edilmesinden hoşlanan, kimbilir belki de magazine bile meraklı kişilerdi.. Farkları şuydu: isimlerini zekâları, cesaretleri ve kahramanlıklarıyla yalnız Bodrum tarihine değil, dünya tarihine altın harflerle yazdırdılar.

 

Her iki Artemisia da kahraman bir savaşçıydı

 

“Ben yalnızca mesleğim ve sanatımla gündeme gelmek istiyorum” deyip, bir var bir yok aşklarıyla, vıcık vıcık özel hayatlarıyla, boy boy fotoğraflarıyla ilginç olabilmek adına rekorlar kıran – bu konudaki başarılarını göz ardı etmeyelim – ünlü kadınlarımızdan farkları, gerçekten yaptıkları işlerle tanındılar. İkisi de yalnızca kralın eşi anlamında değil, devletin başı anlamında kraliçeydi ve amiraldi. Kraliçe birinci Artemisia tarihin bilinen ilk kadın amirali ve Salamis Deniz Savaşı’nın kahramanı; kraliçe ikinci Artemisia ise kurguladığı strateji sayesinde zafer kazanmış bir amiral, mozole kelimesini dünya literatürüne geçiren, dünyanın yedi harikasından biri olan Mozole’nin de yapımcısı olan bir sanatseverdi.

 

“Bugün erkekler kadın, kadınlar erkek gibi savaştı”

 

Birinci Artemisia tarihin ilk kadın amirali olduğu gibi, tarihin ilk büyük deniz savaşı olan Salamis’in hiç kuşkusuz en çok tartışılan kahramanıydı. Saflarında savaştığı Pers donanması yenildiği halde o, tek gemisiyle onlarca düşman gemisini, arada kazayla Pers donanmasından da bir gemiyi batırmış – kazara olmadığını, kendini kurtarmak için bilerek batırdığını söyler kimileri – bu ölümcül savaştan sağ salim çıkabilmeyi başarmıştı. Üstelik savaş öncesi Pers hükümdarı Serhas’a ısrarla bu savaşa girmemesi gerektiğini, sayıca çok üstün olmalarına rağmen yenileceklerini söylemesine rağmen.. Serhas onu dinlememişti ama savaş sonrasında tüm donanmasını Ege Denizi’nde bırakmak zorunda kaldığında, tarihe not düşülen şu söz çıkmıştı ağzından: “Bugün erkekler kadın, kadınlar erkek gibi savaştı”.

 

İkinci Artemisia Bodrum kentinin meşhur satrapı Mozolos’un hem kız kardeşi, hem karısıydı. Bu kız kardeş hikâyesi o devirlerde bazı bölgelerde kabul gören bir durumdu. İkinci Artemisia daha kocası ölmeden önce, onun anısını yaşatmak ve tüm dünyanın hayran kalacağı bir anıt yaratmak adına, yapımı yıllarca sürecek, hatta hem kocası hem kendisi yaşama veda ettikten seneler sonra tamamlanabilecek bir anıtmezarın yapımını başlattı. Dönemin en iyi heykeltraşları, mermer ustaları ve mimarlarınca inşa edilerek o dönem erbabınca dünyanın yedi harikasından biri seçilen bu anıtmezar, pek çok dilde kullanılan “mozole” kelimesiyle, kendi yok olsa da adını insanlar var oldukça yaşatacak gibi görünüyor. Kraliçe ikinci Artemisia, Mozolos’un adını ölümsüz kılmak amacına tam anlamıyla ulaştı diyebiliriz.

 

Bir kadına, amiral ikinci Artemisia’ya yenilmekten utanan Rodoslular

 

Kraliçe ikinci Artemisia’nın amiralliğine gelince; kocası Mozolos öldükten sonra başa geçen ikinci Artemisia, bir kadının yönetimine girmek istemeyen Rodoslulara karşı memleketini savunmak zorunda kaldığında, Halikarnas’a denizden saldırıya geçen Rodos donanmasına karşı çok akıllıca bir savunma planı hazırladı. Rodos donanmasının Halikarnas’a kadar gelmelerine izin verip arkalarından kuşatarak gemilerine saldıran Halikarnas donanması karşısında ne yapacağını şaşıran Rodoslular büyük bir yenilgiye uğradı. Halikarnas donanmasının amirali Kraliçe birinci Artemisia, böylece Rodos donanmasının gemilerini ele geçirdi. Halikarnas askerleri Rodos donanmasının gemileriyle Rodos’a doğru yola koyuldu. Rodoslular, kendi donanmalarının geldiğini sanarak savaşa hazırlanmak yerine, zafer kazandıkları yanılgısıyla kutlama telaşına kapıldıkları için, Rodos kolayca hâkimiyet altına alındı.

 

Geleneklere göre hemen yok edilmesi gereken mağlup askerlerin silahlarından Rodos ‘ta bir anıt yapıldı. Rodoslular a utanç veren bu anıtın kaldırılmaması için etrafı duvarla çevirilip yasak bölge ilan edildi. Orada dikilen anıtın etrafının, bir kadına yenilmekten utanç duyan Rodoslular tarafından duvarlarla çevrildiği de söylenir.

 

Kraliçe ikinci Artemisia zekâsı ve savaşçı ruhuyla atası I.Artemisia ‘ nın izinde olduğunu kanıtladı ve dünyanın ikinci kadın amirali olarak, ününü Karya sınırlarının da ötesine taşıdı.

 

Bodrum’un en ünlü kadınları, kraliçe Artemisia’lardır

 

Kısaca hikâyeleri böyle, kraliçe Artemisia’ların. Olayların tarihlerini bilerek yazmadım. Kısaltmalı, noktalı ve tarih belirten bu tarz yazıların okuyucularda sıkıcı bir tarih kitabı çağrışımı yaptığını biliyorum. Oysa tarih sıkıcı değil. Kim ne derse desin bilinmeyenlerle dolu olduğu için, bizi bugüne getiren sebepleri içinde barındırdığı için, tekerrür ettiği için ve daha pek çok nedenden dolayı gerçek bir hazinedir tarih.

 

Bu yazıda geçen olayların tarihlerini merak edenler araştırıp bulsunlar. Araştırırken konuyla ilgili, dilimizde yazılı ne kadar az kitap olduğu görülsün, üniversitelerde bu konuda hazırlanmış tezler varsa da kolay kolay ulaşılamadığı fark edilsin istedim.

 

Arkeologlar ve konunun uzmanları, onların alanına girebilecek bu yazı için beni mazur görsünler. Her yaz geldiğinde “ünlüler Bodrum’da” “Bodrum’un ünlü kadınları” benzeri başlıkları okuduğumda gazete ve dergilerde, sözü geçen bu ünlülerin yaptıkları sanki çok matah şeylermiş gibi allanıp pullandığında, kendi kahramanlarım aklıma gelir. Biliyorum, Artemisia’larla günümüz ünlülerini kıyaslamak biraz acımasızlık oluyor. Ama anlasınlar ki, Bodrum’un en ünlü kadınları onlar değil.

 

NoT: Bodrum’da sanırım kraliçe Artemisiaların adını yaşatmak amacıyla bir sokağa Artemis (her ne ilgisi varsa) adı konulmuş, bir de Artemis Pansiyon var. Başka da hiçbir yerde Artemisia adına rastlanılmıyor her ne hikmetse.

 

Neden British Museum’daki II. Artemisa olduğu tahmin edilen heykelin en azından bir kopyasını almak hâlâ kimsenin aklından geçmiyor?

 

Artemisia’nın gemileri ‘Trireme’ler

I.Artemisia’nın gemileri “trireme” lerden oluşuyordu. O çağlarda teknik olarak yapımı mümkün olan en uzun gemiye bile, arka arkaya en fazla 25 kürekçi dizilebiliyordu. Geminin hızlı yol alması ve savaşta saldırılan gemiye kuvvetle mahmuz bindirebilmek için daha fazla kürekçi gerekiyordu. Gemi yapım ustaları bu sorunu üst üste üç kat kürekçi yerleştirerek çözdüler, böylece tekne boyunu uzatmadan kürekçi sayısı üç katına çıkarılabildi. Trireme adı buradan gelmektedir .

                        


Konu Yazarı :

Yorumlarınızı Yazın

Your email address will not be published.

Sonraki Yazılar

Ayşegül tatilde…

Önceki Yazılar

Popüler kültürün ve eğlencenin birinci adresi Bodrum

En Son Yazılarımızdan Seçmeler

Bodrum’un Sarnıçları

Bodrum’un Sarnıçları Bu yazı Bodrumlife Dergisinin Sonbahar 2022 Sayısında yayınlanmıştır. Yazı: Mimar Sedef Nazan DEVELİ