Nedir bu ‘organik ürünler’? Bir ‘Organik Ürün’ macerası

3890 Kez Okundu

 

Bİtez’ den her geçişimizde girişindeki organik market yazan yeşil bayrağına gözümüzün iliştiği ama bir türlü fırsat bulup da neler varmış içeride diye bakamadığımız Bodrum Organik Market’in kapısından nihayet giriyorum.

“Organik kelimesi de bugünlerde ne kadar trend oldu” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sanki ürünlerini daha sağlıklı olarak göstermek isteyen ve biraz daha fazla para kazanmak isteyen herkes ne satacaksa önüne bir “organik” kelimesi yapıştırıyormuş gibi geliyor bana..

Dışarıda ahşap piknik masaları, mor minderli beyaz takımlarıyla şirin bir yer burası. İçeride ilk bakışta gözüme, daha doğrusu burnuma çarpan müthiş bir kurabiye kokusu oluyor – tahinli cevizli kurabiye. Country tarzında bir mutfak ve mutfakta çalışan iki bayan. Soru işareti bakışlarımı fark eden bayanlardan bir tanesi hemen yanıma geliyor. Kendini tanıtıyor. Bihter Mutlu. Bu mağazanın sahibiymiş.

“Neler yapıyorsunuz neler satıyorsunuz burada?” diyemeden anlatmaya başlıyor. Kim olduklarını, neden ve nasıl bu işe başladıklarını. “Ayakta sohbet etmeyelim, oturalım” diyor Bihter Hanım. Hemen organik çaylarımız önümüze geliyor, itiraf etmeliyim ki içmeye değer güzel bir çay. Sonradan anlıyorum ki alışıklar ve çok gönüllüler böyle kendilerini anlatmaya. Bihter Hanım sıklıkla yiyecek tüketimi konusunda bilinçlenmekten bahsediyor. “Organik tarım nedir? Organik ürün ne demektir? Gerçek organik ürün nasıl ayırt edilir? Neden bunları tüketmeliyiz? Hiç değilse çocuklarımıza neden bu ürünleri anlatmalıyız? Hangi gıdaları hiç evimize sokmamalıyız? Günde 100 kişiye ayrı ayrı anlatsam yorulmam” diyor.
Benim de merakım iyiden iyiye artıyor. Başlıyorum sormaya:

-Ne zaman ve nereden geldi aklınıza organik ürünlerle ilgili bir iş yapmak?

-Oğlumuz 3 yaşındaydı. Artık iyiden iyiye katı beslenmeye geçmişti. Bodrum’dayız ya.. Halk pazarlarından alışveriş yapıyoruz, taze olsun sağlıklı olsun diye. Alışveriş sırasında soruyoruz “domatesi 1 liradan verir misin?” “Patlıcan 2 liradan olmaz mı?” diye. Cevaplar hep aynı ‘’yok abla kurtarmaz ben zaten şu kadara alıyorum’’ diyor. “Nasıl yani? Bunları siz üretmiyor musunuz?” diyorum. “Yok” diyorlar. Civar hallerden alıyorlarmış çoğunlukla. Daha önce dikkat etmemiştim: otoparka giriyorum, gerçekten de bir sürü yabancı plakalı sebze meyve kamyonları var. Aldığım sebze meyvelerle eve dönüyorum. Domateste biberde tat yok, tuz yok. Meyveleri veriyorum oğluma yemiyor, sevmiyor. Ben de eski tatları kokuları özlüyorum, derken internetten araştırıyorum “organik ürün nedir?” “nereden temin edilir?” diye. Bir internet sitesinden bir koli organik yiyecek ısmarlıyoruz. 2 güne geliyor kolimiz İstanbul’dan. Ama domatesler salça olmuş yoğurt ise ayran. Bir de dünyanın kargo parası.. Eşim bir akşam Antalya’da açılan bir organik pazar haberi getiriyor eve, hemen o hafta sonu toparlanıp gidiyoruz Antalya’ya. Arabamızın arkası tıka basa sebze meyve dolu, kafamızın içi o gün organik tarım yapan çiftçilerle yaptığımız keyifli sohbetlerle dolu dönüyoruz evimize. Oğlum o gece 3 tane muz yiyiyor, dördüncüyü elinden zor alıyoruz. Daha önce saman tadındaki muzlardan bir ısırık bile almazdı.

Ertesi gün eşe dosta anlatıyoruz pazarı, sebzeleri, lezzetlerini, çiftçilerden öğrendiğimiz sürdürülebilir tarımı, sertifikaları.. Onlar da istiyorlar bu ürünlerden yemek, çocuklarına yedirmek.

İşte böyle başlıyor organik ürünlerle tanışmamız ve bu işe ilk adımlarımızı atmamız. Sonrası o günden bu güne dört yıllık tam dört nala bir macera…

– Hikâyenize başlamadan önce “Organik ürün” nedir tam olarak onu bir öğrensek?

Organik ürün çok kısa tanımıyla tohumundan toprağına kadar tamamen katkısız, hormonsuz, ilaçsız olarak yetiştirilmiş ve bu özelliği Tarım Bakanlığının yetkilendirdiği bir kuruluş tarafından sertifikalandırılmış tüm ürünlerdir. Organik tarım yapan çiftçiler bu sertifikayı her yeni  üretimlerinde yenilerler, organik paketli ürünlerde ise mutlaka ürünün sertifika numarası, menşei ve Tarım Bakanlığının organik tarım logosu bulunur.

yapan çiftçiler bu sertifikayı her yeni  üretimlerinde yenilerler, organik paketli ürünlerde ise mutlaka ürünün sertifika numarası, menşei ve Tarım Bakanlığının organik tarım logosu bulunur.

– Peki kısaca neler yaptınız bu dört yılda?

Önce minik bir mağaza açtık Bitez’de. Ege bölgesini araştırmaya başladık. “Var mı organik tarım yapan çiftçiler?” diye. İzmir, Kuşadası taraflarından üreticiler bulduk. Her hafta gidip bu tarlalardan ürünler alıp ufak ufak satmaya başladık. 2008 senesinde İstanbul Feriköy’de bir, Ankara Ayrancı’da bir olmak üzere toplam iki tane Organik Gıda Pazarı vardı. O kış tüm işlerimizi bırakıp, bu iki pazarı kuran dernek ve belediyelerden aldığımız izinler ile tezgahlar kiraladık. Üreticiden ürün toplayıp, tüketiciye pazar tezgahından satış yaptık. Eşimle beraber bir yıl  kadar yaptığımız bu organik pazarcılık deneyiminde -ki bu haftalık 1800 km yol yaptığımız anlamına geliyordu- organik tarım yapan üreticilerin nerdeyse tamamını tanıdık.

Onların sıkıntılarını, mutluluklarını, bu ürünün peşinde koşan çocukluların, hastaların, sağlığına, toprağına değer veren insanların hikâyelerini dinledik.
2009 yılında artık yollardan yorulmuştuk, bu tempo oğlumuzu da üzmeye başlamıştı. Ve kendi bölgemizde bir şeyler yapma kararı aldık. Önce bir dernek kurduk. Bodrum Ekolojik Tarım ve Yaşamı Destekleme Derneği. İstanbul ve Ankara’dan sonra Bodrum’da da Organik Pazar kurmak için kolları sıvadık. Konacık Belediyesi bize bir yer verdi ve orada Türkiye’nin 3 . Organik Gıda Pazarı’nı kurduk. Afyon, Bursa, İzmir; İstanbul’dan pek çok üretici geldi pazarımıza, bu sağlıklı ürünleri Bodrum yarımadasına tanıtmak için 2009 Ağustos’unda başlayan bir maratona girdik. Bu Pazar bugün 140. Haftasını doldurdu. Ama maalesef üreticiler yaz sonunda nüfusumuzun ve tüketimizin azalmasıyla gelemez oldular. Pazarı devam ettirebilmek için ürünleri kargo ile getirip, sunmaya devam ettik. Bu hizmeti sürdürmede yaşadığımız sıkıntılar bizi çiftçi olmaya kadar götürdü.

2010 yılından itibaren Bodrum bölgesinde 21 dönümde üretim yapmaya başladık. IMO sertifikasyon kuruluşu ile çalışıyoruz. Ürünlerimiz her yeni sezonda Almanya Berlin’de bir laboratuarda inceleniyor, hiç bir kimyasal kalıntı olmadığına dair sertifikalandırılıyor. Biz de bu ürünleri her çarşamba mağazamızda tüketime sunuyoruz ve her hafta sayısı artık 10’u bulan Türkiye genelindeki organik ürün pazarlarına ve bizim gibi organik ürün satan mağazalara yolluyoruz.

-Çarşamba günü Bodrum için Organik Pazar günü. Peki diğer günler neler yapıyorsunuz?

Bu adres bizim için yeni. Mağaza olarak kasımdan beri buradayız. Haftanın yedi günü açığız. Diğer günlerde alışveriş yapmak isteyenler için sebze meyve hariç 100’ün üzerinde paketli organik ürün çeşidimiz mevcut. Salçalar, pekmezler, ballar, zeytinler, zeytinyağları, sirkeler ve daha pek çok ihtiyaç. Bunun dışında mutfağımız ve kafemiz artık hizmette. Çok zengin organik ve doğal ürünlerden kahvaltımız, öğlenleri mutlaka organik ürünlerden yapılmış sebze yemeklerimiz, günlük börek, kek, pastalarımız ve özel ekmeğinde muhteşem sandviç ve salatalarımız var.

-Gerçekten dörtnala giden bir macera olmuş işiniz. Peki bitti mi bu macera? Başka hedefleriniz yapmak istediğiniz işler var mı?

Olmaz mı hiç? 2012 Ocak ayında Konacık’ta tüm izinleriyle bitirdiğimiz bir organik paketleme tesisimiz var. Burada Avrupa Birliği uyum yasaları sürecinde ürünlerini paketlemeden satamayan yerel çiftçimize fason paketleme yapmaya başlıyoruz ama esas hedefimiz güzel Bodrum’umuzun markası olan kendi markamızla Bodrum Organik olarak üretimini planladığımız 120 çeşit ürünü yerel ve ulusal mağaza raflarında görmek, en az bir ürünümüzle Türkiye’nin her mutfağında yer almak istiyoruz.

-Son olarak ekleyeceğiniz bir şey var mı?

–  Kendini ve ailesini seven, doğaya ve toprağına saygı duyan, toprağına ve tohumuna sahip çıkmanın ülkesinin geleceği için önemini anlayan, bedensel ve zihinsel sağlığın yedikleriyle ilişkisini kavrayan bilinçli kişiler her gün çoğalıyor. Ben ve eşim bugün bunun için bu kişiler için buradayız. Bildiğimiz, öğrendiğimiz, yaşadığımız tüm tecrübeleri elimizden geldiğince paylaşmak en büyük mutluluğumuz.

Bodrum Organik’ten ayrılırken, kendimi iyi hissediyorum. Ama yediğim enfes Buğday Salatası’ndan değil, buraya gelmiş olmaktan mutluyum. Artık yediklerime ve yedirdiklerime daha fazla dikkat etmeye kesin kararlıyım. Tüketim çılgınlığı almış başını gidiyor iken ve bizler de hayata yetişmek için koşturup dururken birilerinin bizim için ve çocuklarımız bir şeyler yapıyor olduğunu bilmek gerçekten güzel.

www.bodrumorganik.com

 

Konu Yazarı :

Yorumlarınızı Yazın

Your email address will not be published.

Sonraki Yazılar

Ortakent’in Garaguy’u hala bir pınar…

Önceki Yazılar

Bodrum Ticaret Odası 35. Yılında 30 yıl ve üstü üyelerine plaket vererek teşekkür etti

En Son Yazılarımızdan Seçmeler

Bodrum’un Sarnıçları

Bodrum’un Sarnıçları Bu yazı Bodrumlife Dergisinin Sonbahar 2022 Sayısında yayınlanmıştır. Yazı: Mimar Sedef Nazan DEVELİ